ANLAŞILMAYAN DİL DEĞİL, ANLAŞILMAYAN “ŞUUR”!
ANLAŞILMAYAN DİL DEĞİL,
ANLAŞILMAYAN “ŞUUR”!

Bu ülkenin yurttaşları olarak uzunca bir dönem Kürtçe diline karşı ilkel tutum ve anlayışlara ilişkin trajik tanıklığımız hala hafızalarımızda yerini korumakta. Uzunca bir süre sistematik olarak uygulanmaya çalışılan Kürtçe dilinin inkârı ve asimilasyon politikaları; toplumu incitmekten, temel bir hakkı ihlal etmekten başka bir şeye yaramamıştır.

Kürt dilinin kullanımı konusundaki haklı talepler karşısında bu ilkel yaklaşımlardan kısmen vazgeçilip kamusal alanda kullanımına ilişkin kısmi düzenlemeler (Üniversitelerde Kürt Dili ve Edebiyatı bölümlerin açılması, Kürtçe yayın yapan kanalın açılması v.b.) yapılmıştır.

Bu yetersiz kısmi düzenlemeler karşısında soruşturmalarda, mahkeme ve TBMM tutanaklarında “bilinmeyen ve anlaşılmayan bir dil” gibi ifadelerin hala kullanılıyor olması inkârcı ve yasakçı anlayışın devam ettirilmesi isteğidir.

En son 24 Ağustos 2021 tarihinde ulusal yayın yapan bir televizyon kanalında kendini Kürtçe ifade etmeye çalışan bir yurttaşa program sunucusu tarafından yapılan engelleme ve Kürtçe diline yönelik ayrımcı yaklaşım, kurtulmayı arzu ettiğimiz nefret bakış açısı olup kabulü mümkün değildir.

25 milyonu aşkın insanın ana dili olan ve Dünyanın zengin dillerinden biri olan Kürt diline ilişkin bu ifadelerin kullanılması ve bu ifadelere müsamaha gösterilmesi toplumu rahatsız etmekte, aidiyet duygusuna zarar vermektedir.

Muş Barosu olarak; Kürt diline yönelik bu ifadeleri ve uygulamaları kınıyoruz. Kürt Dilinin özel ve kamusal alanda kullanımına ilişkin yasal düzenlenmelerin yapılmasını, keyfi idari uygulamalardan vazgeçilmesini, bu ve benzeri uygulamalarda sorumluluğu bulunanlar hakkında  gerekli adli ve  idari soruşturmaların başlatılmasını talep ediyoruz.