BASINA VE KAMUOYUNA

                  28 Aralık 2011 tarihinde Türk savaş uçaklarının bombardımanı sonucunda Roboski’de 34 sivil mahsum kürt köylüsü zalimce katledildi. Aynı zamanda katledilen Kürtlerin çoğu çocuk yaştaydı.

                  Roboski katliamı hedefte yanılma veya kaçınılmaz hatadan ziyade devletin istihbarat sonucu aldığı bilgi ile gerçekleştirildiği bir katliam olduğu açıkça ortadadır. Kürtlerin tarihinde olan Şeyh Sait, Koçgiri, Sason, Zilan, Dersim, Halepçe ve Şengal katliamlarına bir katliam daha eklendi.

                 Katliamdan hemen sonra devlet özellikle iktidar “ Roboski katliamını aydınlatmak boynumuzun borcudur” şeklinde kamuoyuna açıklama yaparak bir hukuk devletinde ne yapılması gerekiyorsa yapılacağını beyan ve taahhüt ettiler. Kamuoyunun yoğun tepkisi medyanın ve sivil toplum örgütlerinin yoğu takiplerine rağmen ciddi ve etkili bir soruşturma yapılmadı, 1950 yılında General Muğla’nın işlediği katliam için gösterilen duyarlılık bile 2011 yılında yine askerler tarafından işlenen Roboski katliamı için gösterilmedi. Olayın üzerinden 4 yıl geçmesine rağmen soruşturmada hiçbir mesafe alınmadı, yaşam hakkına yönelik olan bu katliam için etkin ve adil bir soruşturma yapılmadı, kamuoyunun ısrarına rağmen bu olay aydınlatılmadı, bu katliam ile ilgili Cumhuriyet Savcılarının başlattığı soruşturmada gizlilik kararı alınarak dosya askeri savcılığına intikal ettirildi.

                Katliamda sorumlu bulunan askerler hakkında Genel Kurmay Askeri Savcılık takipsizlik kararı verdi, takipsizlik kararında askerlerin “ kaçınılmaz hatalara düştükleri” gerekçesiyle haklarında kamu davasını açmayı gerektirir neden bulunmadığı belirtildi. Genel Kurmay Askeri Savcılığının kararına karşı yapılan itiraz ise Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi tarafından reddedildi. Bunun üzerine Muş barosu ve çeşitli barolara kayıtlı 1000’e yakın avukat tarafından red kararı Anayasa mahkemesine taşındı. Roboski dosyası hala Anayasa mahkemesinden çıkan kararı beklemektedir. Katliamın hukuki süreci böyle iken aradan geçen 4 yılda katliamda hukuki ahlaki ve siyasi sorumluluğu bulunan siyasi iktidar ise sorumluluğu hiçbir zaman üstlenmedi.

                 Muş Barosu olarak Roboski katliamının faillerinin aklandığı takipsizlik kararının Anayasa Mahkemesi tarafından kaldırılarak failler hakkında tarafsız etkin bir yargılama yapılmasını talep etmekteyiz.

                 Katliamın 4. yılında katliamı yapan ve örten sorumluları kınıyor, Roboski katliamını unutmadığımızı ve unutturmayacağımızı beyan ediyor, katliamda yaşamını yitirenlere bir kez daha Allah’tan rahmet diliyoruz. 28/12/2015

                                                                                              Muş Barosu Başkanı

                                                                                                 Av. Feridun Taş